Tekrardan merhabalar. Bir kuantum konusu ile yine beraberiz. Keyifli okumalar 😊
Resim 1. Max PLANCK
Fotoğrafta gördüğümüz temiz yüzlü kişi siz de tahmin
edersiniz ki ünlü Alman fizikçi, kuantum kuramının kurucularından Max Planck’
in ta kendisidir. 1858 yılında Almanya Kiel şehrinde doğmuş 1947 yılında
Göttingen’ de vefat etmiştir.
Eğitim hayatına liseden sonra Münih ve Berlin
üniversitelerinde devam edip 1879’ da mezun olmuştur. 1889’ da Kirchoff’un
ölümü nedeniyle boşalan kürsüye çağrılmış ve 1928 yılında emekli olana kadar bu
görevini sürdürmüştür.
Termodinamik yasalarıyla ilgilenmiş ve kuantum kuramına
önemli katkılarda bulunmuştur. Kendi adıyla kullanılan Planck Sabiti ve Planck
ışınım yasasını bulmuştur.
Fizik alanına yaptığı katkıları nedeniyle 1918 Nobel
Fizik Ödülüne layık görülmüştür. Şimdi isterseniz Planck’ın yaptığı önemli
buluşlar olan Planck ışınım yasası ve Planck sabitine bir göz atalım.
PLANCK IŞINIM
YASASI
Kısaca belirli bir sıcaklıkta termal denge durumunda
bulunan bir kara cisim ışımasının yaydığı elektromanyetik radyasyonu ifade
eder. Peki ama nedir bu kara cisim ışıması?
Hepimiz bir çok maddenin ısıtıldığında parladığını ve
ışık yaydığını biliriz. Maddelerin maruz kaldıkları artan sıcaklıkla birlikte
önce kırmızı, ardından sarı ve en sonda beyaz ışık yaydıkları bilindik bir
durumdur. Işık en sonda beyaz görünür çünkü var olan sarıya artan sıcaklıkla
daha çok mavi eklenir. Artan sıcaklıkla oluşan renklerin bu dağılımı kara cisim
eğrisiyle gösterilir. En ufaktan en büyüğe cisimlerde bu durum gözlenir.
Yıldızlarda da bu süreç yaşanır. Ne kadar sıcak olurlarsa renkleri de o kadar
maviye kayar. Yüzey sıcaklığı 6000 K olan Güneş’imiz sarı bir yıldızdır. Sirius
B gibi bazı yıldızlar 30000 K ve daha fazlası olan sıcaklıklarıyla mavi – beyaz
görünür.
Resim 2. Güneş
Resim 3. Sirius
19. yüzyılda fizikçilerin hepsi hangi maddeden yapılmış
olursa olsun, cisimlerin ısıtıldığında yaydıkları ışığın hep aynı örüntüde
olması durumuyla karşı karşıya kalıyorlardı. Işığın büyük bir bölümü tek bir
frekanstan yayılıyordu. Sıcaklık arttırıldıkça tepe frekans noktası daha mavi dalga
boylarına kayıyordu. Önce kırmızıdan sarıya, sonra mavi-beyaza doğru
ilerliyordu. Fizikçiler tepe frekans noktasının neden tek bir renkte oluştuğunu
açıklayamıyorlardı.
Resim 4. Kara cisim tayfı
İşte bu noktada Planck bu kara cisim ışıması denen olayı
anlamaya çalışırken ışık ve ısı fiziğini beraber inceliyordu. Planck isteksizce
de olsa bu konuda denklemlerine bir ekleme yaptı. Elektromanyetik ışımanın da termodinamik
uzmanlarının ısıyı ele aldığı gibi ele alınması gerektiğini düşünüyordu.
Sıcaklığın pek çok parçacık arasındaki ısı enerjisi aktarımı olmasından yola
çıkan Planck, elektromanyetik enerjiyi de atom altı elektromanyetik alan
birimleri arasında bölüştürdü ve ışığı bu yolla tanımladı.
Denklemlerin tutarlı olmasını sağlamak için her
elektromanyetik birimin enerjisini frekansla orantılayarak
E=hv denklemini
elde etti.
- Burada E= enerji
- v= ışığın frekansı
- h= Planck sabiti denen sabit sayıyı temsil eder.
Elektromanyetik
enerjiyi atom altı elektromanyetik alan birimleri arasında bölüştürmenin en
olası ve kısa yolunu bulan Planck bu denklemi ile enerjinin büyük bölümünü ortadaki
frekanslara dağıtıyordu. Bu durum tepeli kara cisim tayfına da uyum sağlıyordu.
Planck ışık
dalgalarıyla olasılık arasında bağ kuran bu yasayı 1901’de yayımladı ve fizik camiası tarafından güzel
tepkiler aldı.
PLANCK SABİTİ
Resim 5. Planck ölçeği
Planck sabiti, bir parçacığın enerjisinin frekansına olan
oranıdır. Matematiksel olarak aşağıdaki gibi yazılır:
- ħ = E/f
Haliyle eğer bir parçacığın frekansı artarsa enerjisi de
artar. Frekansı azalırsa enerjisi de azalır. Ama adı üstünde Planck sabiti
değişmez ve sabit kalır. Fizik dünyasında en önemli sabitlerden birisidir. Işık
hızı ( c ) gibi. Klasik fiziğin ve kuantum dünyasının bir nevi ortak temeli
sayılan bu sayı aslında kısaca bize ışığın paketlenmiş fotonlardan oluştuğunu
ve bizimde bu fotonun enerjisini hesaplamak için kullanacağımız formülün şu
olduğunu söyler :
- e= hf
ħ, şirin ve insanı ürkütecek derece küçük bir alanı
temsil eden bu sabit, kuantum mekaniğinde etki edilen en küçük birimi temsil
eder. Bundan ötesi artık fiziksel bir alan değildir. Evrenimizdeki en küçük
fiziksel alan bu sabitin gösterdiği noktadır. Yine bu sabit kuantum mekaniğinde
aksiyonun temel birimi olarak da düşünülebilir.
Peki diyebilirsiniz ki bu sabitin değeri ne? Cevap şu;
h=6.626 0693(11)• 10-34 J•s
- j=joule
- s=saniye
Çevremizdeki dünyada hareket ve değişimin klasik fizikte
hayal edildiği gibi düz ve sürekli değil de tanecikli ve öbekli olduğu fikriyle
Planck sabiti, fizikte tamamıyla yeni bir yön gösterdi. Buna ek olarak rakamsal
büyüklüğü ile kuantum dünyasının ölçeğini belirlemiş oldu. Ħ’nin
dünyamızdakinden çok daha büyük olduğu hayali bir dünyada yaşıyor olsaydık
kuantum dünyasının etkileri çok büyük ve aşikar olurdu. Ħ’nin dünyamızdan çok daha küçük olduğu başka
bir hayali dünyada ise kuantum etkileri çok daha küçük alanlarda sınırlanmış
olurdu ve bunu gündelik yaşamda görebilmemiz imkansıza yakın olurdu.
Ħ’nin tamamen sıfır olduğu bir hayali dünyada kauntumdan
bahsedemezdik çünkü her şey klasik fizikle açıklanır ve kuantum fiziğine
ihtiyaç duyulmazdı çünkü böyle bir alan olmazdı.
Kısacası bu buluşu ile Nobel ödülü alan Planck bunu
gerçekten hak etmiş durumda. Çünkü kuantum fiziğinin, evrenimizin en küçük fiziksel alanını, sınırını belirlemiş
kendisi. 😊





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder